DSCF3051

Evet en son ne zaman balkondan aşağı sepet sarkıttınız ya da sarkıtıldığına şahit oldunuz? Çocukluğumda tanık olduğum o zamandan beri pek sevdiğim bu sepet sarkıtma olayına ben en son Havana sokaklarında şahit oldum. Belki ufak bir şey ama beni aldı düşüncelere ve anılarıma götürdü. Adana‘da anneannemin ve babaannemin yaşadığı mahalleyi, küçükken yaz tatillerinde ziyaret ettiğimde sokak satıcılarının ve ondan bir şey satınalmak isteyen mahalle sakinlerinin geçtiği sahneleri hatırladım. Bir de akşam hava serinleyince iki iskemle alıp babaannemle sokakta oturduğum, sokakta komşu kızlarla bebeğime çubuklu pijama kesip biçtiğim, halamın kuzenim satıp okul harçlığı biriktirsin diye boş teneke kola kutularında yaptığı eskimolardan somurduğum, sabah serinliğinde kapının önünü süpürdüğüm, evin damında narin tenimizi sinekler ısırmasın diye kurulan cibinlik altında yıldızları seyrederek uyuduğum bizim yaşadığımız lojman hayatından farklı “Hayat sokakta!” mottolu Adana’da geçen yaz tatillerim geldi gözümün önüne Havana sokaklarında yürüdükçe.

Zaman tüneli

Küba eski zamanlardan bir film setini andırıyor. Devrimden sonra ülkeye yeni bir şey gelmemiş gibi. Evler, arabalar her şey 1950’lerden kalma. Sanki 2016’dan 1950’lere zaman yolculuğu yaptım. Tüketim toplu olduğumuzdan beri bizim için en basitinden bir kağıt peçeteye erişmek, onu kullanıp atmak çok kolay. Küba’da bize basit gelen bu tüketimin olmadığını fark ettim. Onun yerine tekrar yıkanıp kullanılabilen kumaş peçeteler yaygın. Hatta küçükken annemle dışarı çıktığımızda ıslak mendiller olmadığından annemin yanına aldığı ıslak sabunlu bezleri yıllar sonra Küba’da otobüs yolculuğunda birinde gördüm. Bakkalarda çok az ürün olduğu için barkod sistemi bile yok Küba’da bir çok yerde. Bunları gördükten sonra yersiz tükettiğimizi düşündüm. Küba’da hediyeliklerin eldeki malzemelerden (seramik, tahta, metal vb.) yapıldığını fark etmekse çok kolay.

DSCF3269

Küba’da yol boyunca kocaman sıralanan reklam panoları yok ama boy boy propogandalar mevcut. En çok dikkatimi çeken ise panpa lider olarak Chávez’in gösterildiği propogandalar oldu. Hatta Havana’daki Hotel Nacional’de Chávez’in asker kıyafetli boydan yağlı boya resmi asılı. Castrolar’ın varisi Chávez olursa şaşırmam.

Renklilik

İyi bakılmış rengarenk klasik arabalardan gözümü almak pek mümkün olmadı. Öyle fotojenik bir ülke ki her yer bir fotoğraf karesi. Hatta yolda yürürken önünden geçtiğim bir çok evin içini çekecekken kendimi zor durdurdum, o kadar da paparazzi olmaya gerek yoktu.

En az arabalar kadar renkli Kübalılar. Size bir şey satmadıklarında bile sizle konuşmak için can atıyorlar. İnternetin belli meydanlarda sınırlı olarak verilmesi dünyanın farklı yerlerinden gelen turistleri, Kübalılar için dünyaya açılan kapı yapmakta. İnternet çok sınırlı ama USB belleklerden bütün ülkeye yayılan Justin Bieber şarkılarını duymak kaçınılmaz Küba sokaklarını gezerken. Bir de TV’de İspanyolca dublajlı verilen Türk dizileri sayesinde Ezel hayranlığınından bahseden Kübalılarla tanıştım. Türk turistlerin bıraktığı Türk bayrağına bir berberde, Che ve BJK’li kaşkola bir barda, Türk bayraklı tişört giyen ufaklığa Trinidad sokaklarında rastladım. Bizde yurtdışına çıkınca artan milliyetçilik duygusu enterasan.

Kübalılar renkli dedim de pasaport kontrolünden geçer geçmez karşılaştığım renkli manzaradan bahsetmedim. Resmi üniforma giyen Kübalı kadınların olmazsa olmazı file çoraplar. Polis olsun hemşire olsun nerede “business dress code” varsa karmaşık desenli siyah file çorap var. O renksiz kıyafetlerden bir şekilde yansımalı renklilik, değil mi?

Gitmeden önce

Son gelişen Amerika-Küba ilişkilerinden sonra “Ah Küba değişmeden gitmeli!” diye Küba’ya giden güruhtanım. Ee benden 2 hafta önce Obama ve Rolling Stone da  adaya gitti tam oldu. Gitmeden önce bir iki yanlış kişinin Küba tecrübelerini duymak beni biraz olumsuz etkilese de Kamboçya‘dan sonra her seyahat kolay gelmeye başladı. Genelde spontane gezdiğim için gözümü en çok korkutan internetsizlikti. Onu da kalacağım odalarda temizliği ve sıcak su olmasını önemsediğim için Amsterdam’dan ayrılmadan airbnb‘den kalacak yerlerimi ayarlayarak ve Küba’nın şehirler arası otobüs firması Viazul‘dan otobüs biletlerimi alarak hallettim. Adreslerin ve biletlerimin çıktılarını yanıma almanın faydası oldu, özellikle otobüse check-in yaparken. Böylelikle yanımda taşıdığım nakit miktarını da azaltmış oldum. Benim gibi yapmasanız bile internet olmamasına rağmen bir çok şeyi Küba’da kolayca halledebilirsiniz. Otobüsten iner inmez ellerinde evlerinin (casa particular) fotoğraflarıyla etrafınızı çeviren ya da köşe başlarında paylaşımlı taksi (taxi collectivo) diye seslenen Kübalılar  ile biraz pazarlık yaparak ulaşımı ve kalacak yeri kolayca ayarlayabilirsiniz.

Küba güzergahım

Küba’da ana hatlarıyla seçenekler şehir, kumsal ve milli park şeklinde. Seyahatim uzadıkça bu seçeneklerin tekrar etmesini pek tercih etmiyorum, o yüzden 2 haftalık seyahatimde bu seçeneklerin en güzel örneklerini görmeye gayret ettim ve böyle bir güzergah çıktı:

  • Viñales – Bugüne kadar gördüğüm en güzel vadi bu diyebilirim. Uçakla Havana’ya iner inmez soluğu UNESCO koruması altındaki bu vadide aldım. Tütün tarlaları arasında at sırtında gezmek, vadide yürüyüş yapmak, ufaklı tefekli mağaraları ziyaret etmek, puroların nasıl sarıldığını (Kübalı hatunların bacaklarında sarılmadığını) görmek, vadide gün batımını izlemek güzeldi. Bir gün de Cayo Jutias‘da kumsal keyfi yaptım. Ölü dallar arasında beyaz kumlar ve mavi denizi fotoğraflamaya doyamadım. Bu sahil çok turistik değil, bir tane yerel restoran ve bar mevcut. Sahil boyunca yürürken üniversiteden arkadaşım Evrim’e tesadüfen karşılaşmaksa çok sürpriz oldu. Dünya küçük! Bütün aktivitileri kilisenin karşısındaki ofislerde ayarlayabilirsiniz.
  • Cienfuegos – Sömürge döneminin şaşalı zamanından kalma mimariyi görmek için gidilecek şehirlerden biri. Galerileri gezerken renkli karoların üzerinde #visneonchequeredtiles koleksiyonuma güzel örnekler kattım. UNESCO koruması altındaki Parque Jose Marti’nin meydanının köşesinde Cafe Teatro Terry‘de mola verdim. Mor çiçekli salkımın altı öğle sıcağında iyi geldi. Akşam bir şeyler içmek için Palacio de Valle‘nin Endülüs esintili terasına gittim. Flamingo görmeye Guanaroca Lagoon‘unu tercih ettim ama taksi pazarlığında pek başarılı olamadım. Göl keyifli fakat kuşlar için mevsimi değildi, o yüzden çok az flamingo gördüm ve uzakça kaldılar. Diğer seçenek El Nicho şelalesi, ben şelale seçeneğimi Trinidad’a bıraktığım için Cienfuegos’a bir gün yetti.  Meydanın yakınlarında Dinos Pizza Kübalıların da gittiği biraz saklı kalmış lezzetli ve uygun menüsü olan bir restorandı, ben çok memnun kaldım. El Rapido zincirlerinde uygun fiyatlı peynirli tost ve hazır su bulmak mümkün. Coppelia‘da ise Kübalılar ile dondurma yemek pek eğlenceli.
  • Playa Larga – Bay of Pigs’in güzel sularında yüzmek, snorkeling ve bir ihtimal de dalış yapmak için gittim buraya. Punta Perdiz ve Cueva de los Peces‘in güzelliği hatrına buraya gitmek isterim tekrar. Cueva de los Pesces tatlı ve tuzlu suyun birbirine karıştığı ufak bir göl ve içindeki balıkları dışarıdan izlemek mümkün. Bana  büyük bir akvaryumu anımsattı. Güneş ışınlarının yansımaları, tatlı suyun hafifliği, gölün maviliği eşliğinde snorkeling yaptım, masalsıydı. Ben kendi ekipmanımı götürmüştüm, snorkeling setleri Decathlon’da 7-8 Euro’ya satılıyor boşuna kira parası vermedim. Punta Perdiz’de ise adımımı atar atmaz balıklar karşıladı beni. Çok açılmama gerek kalmadan karanın bittiği yerdeki kayalarda bile bir sürü deniz sakiniyle karşılaştım. Güzeldi ama Kosta Rika ve Curacao’da daha güzel denizler gördüğüm için çok etkilenmedim (I am spoiled!). Punta Perdiz girişinde bilmeden para vermeden girmiş oldum. Küba’da anlamadığım bence kaçak para kesme olayı var. Sonuçta burada ya da milli park girişlerinde makbuzsuz para isteniyor, zorlanırsa ödememeyi denemek mümkün. Playa Larga, Küba seyahtim içinde en bakir olan yer oldu. Viñales’teki nezihlik yok Playa Larga’da. Fiyatlar uçuk, turistik aktiviteler vs. için bilgi alacak ofis yok denecek kadar az. Kiralık aracıyla gelenler yüzünden de taksiler 15 dakikalık mesafeye çok fazla para istediler. Kısacası ağız tadıyla gezemedim bu bölgede. Her şeye rağmen sabahları hastanenin yanındaki kiosk Kübalılar ile kahvaltı yapıp  güne iyi başlamak için güzel bir nokta.
  • Trinidad – Burası Öz Küba benim için, nasıl Kyoto Öz Japonya ise. Rengarenk sokaklarında durmadan gezdim. Lonely Planet’in akşam üstü önerilen meşhur rotası ile başladım yürümeye. Şehrin güneyinde 1800’lerden kalma trenler var. Amerika yapımı buharlı tren bozuk olduğundan Valle de los Ingenios‘a benzinle çalışan Rus yapımı trenle gittik. Güvenlik görevlisi Jose, bozuk olan buharlı treni hem anlattı hem de fotoğraf çekmeye izin verdi. Vadiye olan tren yolculuğu tren hayranları için ideal. Vadide iki yerde mola verdi tren.  İlk  durak Manaca Iznaga‘da şeker kamışı tarlalarında çalışan kölelri gözetlemek için yapılmış çok uzun bir kule var. Kulenin tepesinde uçsuz bucaksız vadinin nefes kesen manzarası bizleri bekliyordu. Diğer durak ise kolonyal dönemden kalma restorana dönüştürülmüş bir evin yer aldığı Guachinango. Evin etrafında gezmek, ata binmek, bir şeyler atıştırmak için güzel bir duraktı. Ertesi günü Playa Ancón‘da geçirdim, uzun bir sahil şeridi var. Dedim ya bu konuda tatminsiz görünmek istemem ama ben çok da vurulmadım denizine. Gezerken sahillerde mola vermek, bir günü kitap okuyarak sakin geçirmek iyi geliyor. Hiking (doğa yürüyüşü) Topes de Collantes milli parkında Caburni Şelalesi’ne (Salto del Caburni) giden  7 km’lik rotayı tercih ettim. Rota hemen Kurhotel’in yanındaki otoparkın oradan başlıyor. Yürüyüş sonrası  Casa Museo del Caféde kahve içmeli. Milli park dönüşü panaroma (mirador) noktasından Trinidad’a şöyle bir bakılmalı.
  • Havana – Yakında…

Küba öncesi göz atılması gereken bazı detaylar

  • Güvenlik – Ülke çok fakir olduğu için turizm çok önemli gelir kaynağı. Turiste dokunulması ve zarar verilmesi yasak olduğu için biraz dikkatli olmak kaydıyla Küba sokaklarında çok rahatlıkla gezebildim. Kübalıların tek derdi bir kaç bir şey satıp para kazanmak.
  • İnternet – Küba’da internet çok sınırlı ama mevcut. Telekomünikasyon firması Etecsa’dan yarım saati 2CUC ya da 5 saati 10CUC internet paketi almak mümkün. Şehirlerin en merkezi meydanlarında ya da büyük otellerin önlerinde mevcut kablosuz internet ağlarını bir sürü insanın telefonlarına bakıyor olduğunu görerek kolayca buldum. Gördüğüm kadarıyla Kübalılar interneti çoğunlukla görüntülü konuşmak için kullanıyorlar. Ayrıca ankesörlü telefon önlerinde uzayan kuyrukları epeydir görmemiştim. Konuşmak mühim Küba’da.
  • Viazul – Şehirlerarası otobüs firması, dakik ama kliması çok soğuk. Ben bazı otobüs biletlerimi gitmeden önce internetten aldım ve yanımda çıktısını götürdüm. Boşuna sıra bekleme ya da paylasşımlı taksi için adam bulma dertlerim olmadı. Sadece otobüsün kalkmasından yarım saat önce otobüse check-in yapmak gerekti.
  • Casa particular – Kübalıların evlerin odasını turistlere açtığı bu konaklama biçimi oldukça samimi. Kübalıları daha yakından tanımak için güzel bir fırsat oldu benim için.
  • Taxi colectivo – Paylaşımlı taksiler bir çok ana nokta arasında çok yaygın. Fiyatı otobüs bileti ile aynı sadece dolması gerekmekte ve hangi tipte bir araçla gideceğinizi belli olmuyor.
  • Nakit – Havana dışında POS makinesi pek görmedim. O yüzden yanımda getirdiğim Euro’ları havaalanında CUC’a, bir kısmını da CUP Peso’ya çevirdim. Peso ile Kübalıların alışveriş yaptığı yerlerde ucuz olan fiyatlardan yararlanabildim. Şöyle ki 1 Euro yaklaşık 1.09 CUC. Bankada 1 CUC=25CUP diye çevriliyor. Yerellerin gittiği süpermarketlerde ya da restoranlarda bazen 2 para birimi de bu değerlerden fiyat listesinde yer alıyor, o zaman pesonun bir farkı olmuyor. Ama yoldan sebze meyve aldığımda, yerellerin gittiği kahvaltı kiosklarında kahvaltı yaptığımda sadece peso kullanıldığı için çok uygun fiyatlardan faydalanabildim. Örneğin yerellerin gittiği dondurma salonunda sundae için 7 peso ödedim (7/25 Euro ödemiş oldum.) Aklınızda bulunsun.
  • Yardım – Evde kullanmadığınız veya küçülen kıyafetlerinizi bavulunuzda getirerek Kübalılar ile paylaşabilirsiniz. Minik Kübalıların kalem, defter gibi ihtiyaçlarını karşılamak da pek makbule geçmekte.
  • Akıllı uygulamalar – İnternet neredeyse olmadığı için çevrimdışı rehber için  triposo, harita için maps.me uygulamalarını telefonuma indirmiştim gitmeden önce, çok faydalı oldu.

Olur da bir gün Küba tamamen dünyaya açılırsa kendisiyle özdeşlemiş renkliliğini  kaybetmemesini diliyorum ❤

Vişne Kiraz
Amsterdam, Nisan 2016