Çok gezmek mutsuzluktan mı?
Çok gezmemle ilgili çok ilginç bir yorum aldım geçenlerde. Beni pek de tanımayan birinden. Gezdiğim bir kaç ülkenin adı geçince sohbet esnasında şaşırıp çok gezmemi mutsuz olduğuma bağlamış. Ben de bu konuyla ilgili görüşlerimi seninle de paylaşmak istiyorum Sevgili Okur!
Çok okuyan mı bilir çok gezen mi?
Mevzu çok okuyan mı çok gezen mi tartışması değil. Geziye başlamadan araştırma yapmak olmazsa olmaz adımlardan. Öncelikle gezmek/seyahat etmek ufku açan, insana farklı hayatları dünyanın neresinde olursun olsun deneyimleme imkanı veren bir etkinlik. Şimdi zaman teknoloji çağı, oturduğumuz yerden de ülkemizin ya da dünyanın bir çok yeri hakkında bilgiye erişebilmek mümkün. Fakat bunu gidip yerinde deneyimlemek çok farklı. Çünkü ne kadar objektif olursa olsun başkasının gözünden değil kendi gözünden görmek bambaşka bir şey. Bunu özellikle Çin’e gittiğim zaman hissetmiştim. Çince bilmediğim için Çin hakkında okuduğum ve izlediğim kaynaklar hep çeviri. Şanghay sokaklarında gezerken Çin’i çok farklı bildiğimi fark ettim. Oradaki insanlarla konuştukça, pazarı gezdikçe kendi Çin görüşümü oluşturduğuma mutlu oldum. Yeri geldiğinde kendi deneyimimden birinci ağızdan bahsedebilmek güzel bir his.
Tebdilimekânda ferahlık vardır!* Atasözü
Özellikle kışın Amsterdam’da soğuktan ve karanlıktan çok bunalıyorum. Akdeniz insanıyım, güneşle uyanmaya soğuk da olsa kış güneşini sıklıkla görmeye alışkın büyümüşüm. 30 yaşımdan sonra buranın kışına kolayca alışmam çok zor. Depresif falan olmuyorum ama karanlıkta işe gitmekten eve karanlıkta dönmekten yorulduğum için güzel bir seyahat molası iyi geliyor, şarj oluyorum. İlla çok uzağa gitmem de gerekmiyor. Bir kayak tatili ya da İstanbul’da bir haftasonu bir değişiklik oluyor ve iyi geliyor. Ayrıca kuzeydeki iklimin insanlar üzerinde çok daha güçlü mod bozuklarına yol açtığı hakkında bir sürü araştırma ve tespit var. Bunların en başında gelen Seasonal Affective Disorder‘ın tedavisi için seyahat etmek önerilmekte. Örnek makaleye buradan erişebilirsin.
Evliya Çelebi ve Barış Manço
Bizim Evliya Çelebimiz, Barış Mançomuz var. Bugüne kadar “Ya şu Evliya Çelebi de dünyayı gezmiş, kesin mutsuzluktan!” diyeni duymadım. Aksine bir çoğumuz kendisine hayranızdır. Çocukluğum Barış Manço’nun seyahatlerini izlemekle geçti. Her hafta nereye gidecek diye sabırsızlıkla beklerdim. Sırf “Barış Manço ile 7’den 77’ye” programında izlediğim ekvator çizgisi deneyi yüzünden Ekvador’da Mitad Del Mundo’daki biraz uyduruk olan Intinan Müzesi‘ne gidip o deneyleri izlemek ve aynı ruhu yakalamak istedim. Çok da eğlendim.
Neden olmasın?
İmkanım varken neden gezmeyeyim ki? İzin günlerinin bir sonraki seneye devredilemediği ve en az 25 gün izin hakkı olan bir ülkede yaşıyorum. Holiday Allowance adı altında Hollanda kanunlarına göre çalışana verilen tatil ödeneği diye bir kalem var. Bekarım, gezmeyi ve yeni yerler keşfetmeyi seviyorum. Evde oturup kalayım da turşumu mu kur? Gönül ister ki eşimle çocuklarımla gezeyim. Kısmet hayırlıysa o da olur bir gün elbet. Olmazsa da canım sağolsun. Tek taşımı kendim almayacağım ama kendi hayallerimi gerçekleştirme özgürlüğüm ve gücüm var çok şükür. Bundan daha güzel bir nimet var mı? Bu arada benim dedelerimden biri trenle bu yaşında hala seyahat eder, diğer dedem de Hollanda gibi bisiklet yolu olmayan Adana’da hala bisikletle ulaşımını sağlar. Biraz da genlerimde var demek ki.
Ne zaman adam oluruz?
Başkalarının yaptıklarını kötüye yormadığımız zaman. Hala algılayamıyorum. Ben biri bir şey yaptığında o kişiyi tanısam bile mutsuzluğa hiç bağlamadım. Neden birisi iyi ya da sevdiği bir şey yaptığında çamur atıyorlar? İlla arkasında kötü bir neden mi yatmalı? Nedir bu? “Neden bu kadar geziyor? Kesin bir sıkıntı var!” demek yerine “Helal olsun hayallerini gerçekleştiriyor, gönlünce neden gezmesin?” diyemiyorlar?
Sen ne dersin Sevgili Okur?
Vişne Kiraz
Amsterdam, Nisan 2017
*Kaynak: tdk.gov.tr
6 Responses to “Çok gezmek mutsuzluktan mı?”
bence şu kısım gayet güzel anlatıyor derdini. hiç uzun uzun anlatmaya bile gerek yok :)
“İmkanım varken neden gezmeyeyim ki? İzin günlerinin bir sonraki seneye devredilemediği ve en az 25 gün izin hakkı olan bir ülkede yaşıyorum. Holiday Allowance adı altında Hollanda kanunlarına göre çalışana verilen tatil ödeneği diye bir kalem var. Bekarım, gezmeyi ve yeni yerler keşfetmeyi seviyorum. Evde oturup kalayım da turşumu mu kur?”
Anlatmak istedim, gereklilikten değil :)
Vişneciğim harika yapiyorsun. Seni gezerken seyretmek ve takip etmek bizlere gurur veriyor. Hayattan zevk almasini bilenler sadece belirli bir yasam kulturune ulasmis olanlardir. Aynen devam…
Çok teşekkür ederim Ercan Abicim :)
“Cok geziyor kesin mutsuzluktan” denmesinin sebebi birincisi ve en onemlisi kiskanclik ; ikincisi de soyleyen kisinin aslinda mutsuz olup, baska insanlarin da mutsuz olmasini istemesi boylece kendini yalniz hissetmeyecek + hayatini duzeltmek icin hic bir efor sarf etmesine gerek kalmayacak . “Sen keyif alip geziyorsun gununu gun ediyorsun ama ben bir laf soyler moralini bozarim, kafana takilirim” demek istemis yorum yapan sahis. Saldirgan bir tavir bilinc altinda :)
Evet kendisine yansıtma yaptığını belki de kendi mutsuzluğunu bana yansıttığını söylediğimde olabilir dedi. Kimsenin iç sıkıntısı yüzünden olumsuz enerji almayı hak etmiyorum. Teşekkür ederim Vicky!